Koronavirüsün varyantlarından biri olan Deltacron hakkında İngiliz Ulusal Sağlık Güvenliği Ajansı tarafından yapılan açıklama dünya üzerinde büyük bir endişe yaratmış durumda. Vaka sayılarındaki artışlarla birlikte deltacron varyantı da merak konusu oldu.

Deltacron varyantı ile ilgili geçmiş olduğumuz Ocak ayı içerisinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde bulunan bir grup bilim insanı açıklamada bulunmuştu. Kıbrıs Üniversitesi’nde biyolojik bilimler profesörü olarak çalışma hayatında bulunan Leondios Kostrikis, gerçekleştirmiş olduğu açıklamada mutasyonu ‘Deltacron’ olarak isimlendirmiş olduğunu ifade edip ‘Bu suşun daha patolojik mi yoksa daha bulaşıcı mı olduğunu veya iki baskın suşa, delta ve omikron’a karşı galip gelip gelmeyeceğini gelecekte göreceğiz.’ sözlerini kullanmıştı.

Omicron varyantının daha düşük bir şiddette seyretmesi hem bu varyantın özelliklerine, hem de aşı ve enfeksiyon sayesinde yükselen bağışıklığa bağlanıyor.

Omicron’un laboratuvar incelemeleri, söz konusu bu varyantın neden daha hafif olabileceğine yönelik bilgiler veriyor.

Hong Kong Üniversitesi araştırmaları, Omicron’un üst solunum yollarını enfekte etmede etkiliykken, daha fazla hasara yol açabileceği akciğer dokusuna inemediğini belirtmişti.

Cambridge Üniversitesi araştırmaları da Omicron varyantının akciğer hücrelerini birbirine yapıştırmada diğer varyantlara kıyasla daha etkili olmadığını belirtmişti. Ağır hastaların akciğerlerinde sıklıkla bu sorun yaşanıyordu.

Koronavirüse karşı herhangi bir bağışıklık olmaması durumunda, delta varyantına oranla Omicron varyantında hastanenin acil servisine başvurma ihtimali ise yüzde 11 kadar daha az. Fakat aşı ve enfeksiyon seviyesi yükselmiş olduğu için bu durum artık daha az kişi için geçerli.