Negatif Faiz Politikasının Kökeni
ABD’de 2006 sonlarında patlak veren likidite krizi, finansal krizin tüm dünyaya yayılmasına sebep oldu. Bu krize karşı alınan önlemler arasında, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Ben Bernanke liderliğinde uygulanan agresif politikaların başlaması da yer alıyor. Bu politikaların bir sonucu olarak, negatif faiz politikası da gündeme geldi.
Negatif Faiz Politikasının Amacı
Negatif faiz politikası, ekonomiyi canlandırmak amacıyla uygulanan bir para politikasıdır. Bu politika ile merkez bankaları, bankalara ellerinde tuttukları paralar için faiz vermek yerine, faiz alacakları bir sistem oluşturur. Bu durumda bankaları, kredi vermeye yönlendirerek ekonomik aktiviteyi artırmayı hedefler.
Neden Negatif Faize Başvuruluyor?
Küresel ekonomik krizin etkilerinin devam etmesi, düşük enflasyon, zayıf ekonomik aktivite gibi sorunlar, merkez bankalarını negatif faiz politikasını uygulamaya itmektedir. Ayrıca, ihracatta rekabet üstünlüğü sağlama amacı da bu politikanın tercih edilme nedenleri arasında yer almaktadır.
Negatif Faiz Uygulayan Ülkeler
Geçmişte Danimarka, İsveç, İsviçre, ECB ve Japonya Merkez Bankası gibi gelişmiş ülkeler, negatif faiz politikasını denemişlerdir. Bu ülkelerin politikaları farklılık gösterse de genel amaçları ekonomiyi canlandırmak ve enflasyonu artırmaktır.
Negatif Faiz Politikasının Riskleri
Negatif faiz politikasının uygulandığı ülkelerde nakit paraya olan talebin artması, bankaların maliyetlerinin yükselmesi gibi riskler mevcuttur. Ayrıca, devlet tahvillerinin alıcı bulamaması ve bankaların karlılıklarının azalması da bu politikanın riskleri arasındadır.
Özetle, negatif faiz politikası ekonomik canlandırma amacıyla başvurulan bir yöntem olmasına rağmen, beraberinde ciddi riskleri de getirmektedir. Son dönemde Japonya’nın faiz artırmasının ardından tarihe karışan negatif faiz politikasının gelecekte tekrar gündeme gelip gelmeyeceği ise belirsizliğini koruyor.